8 Şubat 2015 Pazar

GÖZLERİNİN YILDIZLARINI İSTİYORUM Mehmet BAYDAN

       GÖZLERİNİN YILDIZLARINI İSTİYORUM

Ellerimi çıkarınca cebimden, parmaklarımın arasından karayeller geçiyor,
Ellerim çok üşüyor inan,
Sonra içimden küçük çocuklar geçiyor,
Hepsi karanlığa yatırıp gidiyor beni,
Karanlık sokaklarda, karanlıktan daha karanlık bir gölge olarak dolaşıyorum,
Kara kara midyeleri açıyorum ana caddede,
Hiçbirinin içinden çıkmıyorsun,
Tuhaf, benim içimden de çıkmıyorsun,
Ama ellerim çok üşüyor benim,
Bu da benden olsun diyor midyeci,
Param bitiyor, -zaten hep azdır ki,
Onu da açıyorum ama onun içinden de çıkmıyorsun,
Bilemezsin, ellerim ne çok üşüyor,
Zaten yirmi beş yıl önce kaybetmiştim ayaklarımı, boktan bir aşk hikayesinde!

O kadar çok üşüyor ki ellerim, ceplerime sokuyorum,
Ceplerimde soğuk yılanlar dolanıyor parmaklarıma,
Karanlık sokaklarda, karanlık bir noktayım,
Gökyüzünün duvarlarına tutunamıyorum,
Cinler kaçıyor benden, insanlara görünmez oluyorum,
Ve zaten on yıldır görünmüyor, bu coğrafyada insanlar!
Ceplerimdeki yılanları salıyorum kaldırımlara,
Kaygan taşların üzerinde tıslayarak kayıyorlar,
Tıslayan diğer sürüngenlere karışıp gidiyorlar,
Çeşit çeşit sürüngenler ve böcekler tıslayıp duruyor kentlerde,
Tek tük de ağzını açıp bekleyen timsahlar var,
Benim ellerim çok üşüyor,
Söylemiştim ya, ayaklarımı kaybedeli çok oluyor,
Gerçi kendimi de bulamıyorum kara gözlerinde,
Bıktım artık ölmemekten, kara gözlerinin karanlığında uyumak istiyorum,
Ve gözbebeklerinin elmas yıldızlarında ellerimi ısıtmak istiyorum,
Bilemezsin ellerimin ne çok üşüdüğünü.

Kara gözlerinin yıldızlarını çakmak istiyorum,
Gökyüzünün karanlık tavanına,
O zaman çocuklar geçip gitmez içimden,
Karayeller de delip geçmez beni diyorum,
Belki o zaman, gündüzler de kaçmaz benden,
Ellerimi ceplerimden çıkarsam hani, parmaklarımın arasından karayeller geçiyor,
Bütün çocuklar ve bütün soğuk rüzgarlar benim içimden geçiyor,
Ellerim çok üşüyor benim, karanlık gecelerde,
Ve ben hep, karanlık gecelerden kendi koyuzifir karanlığıma açılırım,
Belki de o yüzden içimdeki karanlıklarda bulamıyorum kara gözlerini,
Çok yorgunum ve ellerim çok üşüyor…

Her kent, bir burçak tarlasında mı biter?
Neden bütün soğuk rüzgarlar benim içimden geçer?
Neden bütün dünyanın çocukları benim içimden geçer?
Neden bütün gecelerden daha karanlık, içimdeki karanlık?
Çıkıp giderdim bu kentten de, ayaklarım olsaydı,
Ve şimdi ellerimi de kaybetmek istemiyorum,
Bütün karanlıklara gözlerinin elmas yıldızlarını çakmak istiyorum,
Ama ellerim çok üşüyor,
Ellerimi ısıtmalıyım,
Kara gözlerinin elmas yıldızlarında.

Neden hiçbir gecede karagözlerinin anlamı yok?
Neden senin anlamlandırmadığın hiçbir şeyin değeri yok?
Ellerim çok üşüyor inan ve ellerim karagözlerine dokunmak istiyor.

Aslında hiç olmadım, hayatın içinde,
Dolaşıp durdum eşiğinde,
Arada bir arka kapıdan kaçak girip çıkmışlığım vardır,
Ne başlangıç, ne orta; biraz varta-volta,
Vasat yok bende ve ne alt ne de üst,
Hep dışındayım hayatın ve hep uçlardayımdır.

Ama ellerim çok üşüyor benim.
                              Mehmet BAYDAN
                                08.01.15






Hiç yorum yok: